4 Temmuz 2023 Salı

Akşam olunca Uludağ Kampüsü bana kalır.

 






Bizim nesil (78) şarkılarla büyüdü, radyo hep açıktı ders çalışırken, TV de müzik klipleri karşısında uyumuşluğumuz çoktur, o yüzden bir 78'liyi sürekli bir şeyler mırıldanırken görebilirsiniz. İçine işlemiştir hatta belki de DNA'sına. O yüzden eski şarkıları dinlerken dalar gideriz. İnternet yeni yeni yaygınlaştığında intörn doktorduk, "internet doktorum" diye hitap ederdi hastalar.  Yani bilgiye ulaşmak değişik ilgi alanlarına sahip olmak zordu. Müzik dışında günü dolduracak pek az şeyimiz vardı, bir de sokak oyunları tabi. Aşağıdaki müziği dinleyin bakalım tanıdık gelecek mi bir yerlerden?




"Belki yaslanırdın bana mahpusta duvar olsaydım, olsaydım" bu parçanın ilk söylendiği anın kaydı. Yeni bir şey üretmek ya da olanı ortaya çıkarıp insanlara sunmak ne güzel.



Bu gece biraz müzik dinleyeyim dedim bu şarkının sözleri beni çok etkiledi.

Nedense şarkıların hikayeleri hoşuma gidiyor. 

Kim yazmış acaba diye merak ettim. 

Bu şarkının söz yazarı Yusuf Hayaloğlu, Ahmet KAYA'nın eşinin kardeşi, böylelikle tanışmışlar.
 
Hayaloğlu, matbaacılık ve takı tasarımları yapıyormuş. 

Yılmaz Güney Film şirketinde çalışmış. 12 Eylül sürecinde o da hapis yatmış. 

Ahmet Kaya onun şiirleriyle , "Adı Bahtiyar, Hani Benim Gençliğim, Başım Belada, 

Dağlarda Kar Olsaydım, Giderim" gibi hepimizin diline dolanmış şarkıları ortaya çıkarmış. 






Yusuf Hayaloğlu Ahmet Kaya ile tanışmasını kendi sesiyle anlatıyor