Blog dünyasında özellikli bir alanda üretilen
yazılardan oluşan blog sayfalarına "Niş
Blog" tanımlaması yapılıyor. Daldan dala atlamak haklı olarak
okuyucunun hoşuna gitmeyebiliyor.
Ben de blogumun bu niş
yapısını bozmadan, yoğun bakımla ilgili her şeyi burada paylaşmaya devam
ederken, paramedikal birikimlerimi,
ilgilerimi, hayata bakışımı aktarabilmek adına ihtiyaç hissettim. Bu
ihtiyacımı karşılamak için bir You Tube
kanalı açmaya karar verdim.
Yıllardır kişisel gelişim kitapları okur, videoları seyrederim. Hatta son
dönemlerde eşim duymasın maaşımın
neredeyse %10'nunu kitaplara verir oldum.
Hatta bir ara eşim “okuyup durma şunları başımıza ne geldiyse bu kitaplar yüzünden
geldi!” zaten diye çemkirmeye bile başlamıştı.
Kadın haklı o son kitabı
okumayacaktım :)
Yeni evlenmişiz ben özel bir hastanede iyi bir maaşla çalışıyorum. Kitabın adını hatırlarsam, söyleyeyim okumayın! Öyle gaza getirdi ki beni üç ay içinde istifa edip iç hastalıkları uzmanı olarak muayenehane açmaya karar verdim.
Yeni evlenmişiz ben özel bir hastanede iyi bir maaşla çalışıyorum. Kitabın adını hatırlarsam, söyleyeyim okumayın! Öyle gaza getirdi ki beni üç ay içinde istifa edip iç hastalıkları uzmanı olarak muayenehane açmaya karar verdim.
Her şeyin en güzeli
özene bezene mobilya gezmeler, medikal malzemeler, ultrasonundan, mikroskobuna
kadar. Hala fotoğraflara baktıkça içim cız eder.
Siz siz olun muayenehane açmayın diyorum ama bu konuda birkaç kitap okuyup girişin bu işe.
Siz siz olun muayenehane açmayın diyorum ama bu konuda birkaç kitap okuyup girişin bu işe.
Neyse sekiz ay kadar
çalıştırdım, işler yoluna girmeye başlamıştı ki hayır diyemeyeceğim kadar cazip
bir fırsat çıkınca karşıma kapattım. Bu hikayeler çok ben de bir ara anlatayım.
Sonra
bir kitap daha geçti elime, diyor ki "ticarete atılacak sanız, ilk
bir yıl sizi rahatlıkla idame ettirecek kadar gelire sahip olun"
yani Türkçesi karın tokluğuna razı olun diyor, demekle de kalmıyor yapılan ilk
girişimlerin sadece %30'u ilk seferinde
başarıya ulaşır, ikinci deneme
de ise aynı alandaki girişimlerin %70'i
başarıya ulaşırmış. Yani ilk seferi bir ısınma gibi düşünebilirsiniz.
Ancak ilk seferinde
başaramayan bu %70'lik grunbun da %90'ı
bi daha hiç denemezmiş. Ne kadar acı değil mi demek ki vazgeçmemek gerek.
Üçüncü sefere bir şey diyemeyeceğim.
Nereden geldik buraya sadede gelirsek “kişisel gelişim tehlikeli olabilir,
dikkatli yaklaşın” sonra yok ben duymadım dı bilmiyomdu olmasın. Gaza gelip
te beni şuçlamayasınız diye bir giriş yapmak istedim.
Şaka bir yana okurken,
izlerken keyif aldığım girişimcilik
ve kişisel gelişim konularında
üretilen içeriklere kısa yorumlar yaptığım YouTube
sayfamı takip etmek isteseniz diye buraya bir bağlantı yerleştiriyorum. Bugün
izlerken çok keyif aldığım, kendimden bir şeyler bulduğum bir video ile
başlamak istedim (https://bit.ly/2PbLcQu).
Kalın sağlıcakla.