Kritik hastanız var. Şok tablosunda ortalama arter basıncı 65 mmHg’nın altında akciğeri ödemli değil, periferde ödemi yok, yaklaşık 2 saatte 30 mL/kg gibi sıvı desteği verdiniz. Tansiyon bir miktar toparladı. Ortalama erter basıncını 65 mmHg üzerinde seyrediyor. Bununla birlikte yüksek doz steradin ve adrenalin desteğine ihtiyaç duyuyor. Periferik perfüzyonun fizik muayene bulgusu motlingler belirdi. Düşük dozdan dobutamin eklediniz. Perfüzyon düzeldi. İdrar çıkışı 10-20 cc/h gibi olmaya başladı ya da hiç olmadı. CVVHDF desteği başladınız ya da başlamayı planlıyorsunuz. Ne kadar tanıdık geldi değil mi? Hasta septik şoksa erken müdahale ettiyseniz altta yatan enfeksiyon ajanına etkin ampirik tedaviyi verebildiyseniz, bir süre sonra idrar çıkımı artacak vasopresör destekleri azaltmaya başlayacaksınız. Olmadı hasta kendi içinde stabil, hemoglobin 7 g/dL’nin üzerinde, hidrokortizonda eklediniz, diyelim ki albumin de endikasyon koydunuz verdiniz. Ancak pozitif inotroplar azaltmaya başlayamadınız. Şimdi ne yapmalı. Acaba biraz daha sıvı versem mi? Yoksa sıvı vermek faydadan çok sıvı yüklenmesine neden olup hemodinamiği daha çok mu bozar? Hasta KC transplant postop dönemde kadavradan nakil oldu. Laktatı normal ama şok tablosunda yine ortalama arter basıncı 65 mmHg üzerinde tutabilmek için hem steradin hemde adreanilini yüksek doz alıyor. Hastanın operasyonunda 18 L asit sıvısının boşaldığı not edilmiş. Yine 2 saat içinde 3000 cc isolayt-S verdiniz. Peki bu hastaya halen sıvı basmak faydalı olur mu? Yoksa zararı mı olur?
Öyle ya her hasta tek başına
septik, kardiyojenik şok tablosuyla gelmiyor. İkisi bir arada da olabiliyor.
Tamam sıvı verelim de sıvı ancak kardiyak rezerv iyiyse hastaya fayda
sağlar. Belirli bir noktadan sonra vereceniz
sıvı fayda değil artık zehir görevi görür. İşte bu noktaya gelince hemodinamik
monitörizasyon yöntemleri parametrelerine başvuruyoruz.
Bu ikilemde kaldığınız durumda eldeki imkanlar ile ne yapabiliriz?
Günümüzde birçok yoğun bakım
monitörü, PPV (Nabız basınç değişkenliğini) otomatik olarak ölçebiliyor. Bununla birlikte
biliyoruz ki bu parametrenin klinik karar vermede etkili olabilmesi için; hasta
entübe olmalı, 8 ml/kg ‘dan Tidal volüm desteği alıyor olmalı,
hatta spontan solumuyor olmalı ve son olarak aritmik olmamalı, ARDS
olmamalı, abdominal basınçyüksekliği olmamalı! Yoğun bakım pratiğinde böyle
bir hasta bulabilirseniz bana da yollayın.
O zaman deniyor ki hastanıza bazal
bir PPV değeri görün, diyelim ki 30, takiben hastanıza pasif bacak kaldırma
testi yapın ve 1-1,5 dakika bekleyin PPV değerinde anlamlı bir düşme görebiliyor sanız
hasta sıvıya yanıt verebilir. Burada bacak venlerindeki yaklaşık 300
ml kan kalbe gelmiş, bir nevi ototransfüzyon yapmış oluyorsunuz, kalp bu
kanı perifere atmakta başarılı olduğu için strok volümü arttırmıştır.
Yine bir başka yöntem hastanın MV
sinde 15 sn’lik bir ekspriumda tutma manevrası
yapmak. Göğüs içi basınç azaldığı
için kalbe venöz dönüş artacak kardiyak rezerv de yeterli ise hastanın strok
volümü artacak nabız basıç değişikliği azalacak yani PPV düşecektir.
Bakın aşağıda hazır yapılmışı var:
Gerçektende bizim hastamızda da
oklüzyon testinde PPV gerilemesi çok daha belirgindi.
Aslında başta söyleseydimdaha iyi
olabilirdi. PPV yüksekliği neyi ifade ediyor. Mekanik ventilatöre bağladığımız
hastalarda inspirium ve eksprium esnasında toraksa gelen vasküler kan miktarı
değişir ve akciğerin yaptığı basıyla da Aorta üzerindeki basınç her solunum
hareketiyle değişir. Nabız basınç
dalgası inspiriumda büyür, ekspriumda küçülür.
Biz bu duruma kalp akciğer etkileşimi diyoruz. Eğer hastanın sıvı açığı varsa yani
damarı boş
ise nabız basınç değişkenliği fazla olur. Ancak hastayı sıvıya doyurduysak hatta fazla sıvı
verdiysek damar toraks basıncındaki değişikliklerden pek etkilenmez. Yani nabız
basınç dalgaları arasında insprium ve eksprium arasında fark çok az olur o
zaman hastanın PPV değeri %12’nin altında kalır. Hastanın sıvıya yanıt vermeyeceğini
öngörebilirsiniz. Hastanın bacağını da kaldırsanız çeşitli MV manevraları da
yapsanız PPV de değişim olmayacak ya da minimal olacaktır.
Biliyoruz ki CVP bakmanın sıvı
yanıtını öngörmedeki katkısı yazı tura atmaktan farksız. Pulmoner arter
kateter takıldığına en son intörnlüğümde şahit olmuş, iki sefer de koroner
yoğun bakımda asiste etmiştim. Bu yönteme hekimler günümüzde yabancı, dalgaları
yorumlamayı bilmiyorlar, yöntem oldukça invaziv, vasküler komplikasyon ve
enfeksiyon riski fazla. Ayrıca sıvı yanıtlığı konusunda verdiği bilgiler statik
yani CVP benzer fayda sağlıyor. Günümüzde sanırım kullanımı pulmoner arter
basıncını ölçmek amaçlı göğüs hastalıklarının invaziv ünitelerinde sınırlı
kaldı.
Bu nedenle günümüzde nispeten
daha az invaziv, kalibrasyona izin veren PİCCO ® ya da benzeri modül ya da cihazları
kullanarak birçok dinamik parametre elde etmemizi sağlayan cihazlar kullanıyoruz. Bu
yöntemle Strok Volüm Değişkenliği (SVV)’ ni de görme imkanına
sahipsiniz. Bu sefer yine kalp akciğer etkileşiminin strok volümde meydana
getirdiği değişkenliği nabız basınç dalgası üzerinden otomatik olarak
hesaplayabiliyorsunuz. Bu değerin de %10
üzerinde olması benzer şartları
sağlaması halinde sıvı yanıtını öngördürebiliyor.
Bu cihazlarda eş zamanlı olarak PPV’yi de görebiliyorsunuz.
Ben çok klinik faydasını göremesem
de PPV/ SVV’nin 0.8 <ise inotrop desteğin arttırılmasının
daha faydalı olabileceği, 0.8> ise vasopresör vermenin faydasının
olabileceği söyleniyor.
Buraya kadar anlattıklarımı özümsemem
ve klinik pratiğe almam yıllarımı aşağıdaki tabloyu hazırlamam üç günümü aldı. İnşallah
keyif le kullanırsınız. PİCCO ile elde edilen dinamik ve statik parametreleri
aşağıda özetlemeye çalıştım.
Termodilüsyon yöntemiyle elde edilen
statik ve dinamik hemodinamik monitörizasyon takip parametreleri
|
www.yogunbakimkalite.com
Dr. Serdar
Efe |
|||
GEF |
Global EF |
%25-35 |
bir kalp odacığının ortalama olarak diyastol
sonundaki kanın yüzde kaçını sistolde pompaladığını gösterir. |
Sağ sol ayrımı yapmaz, dört odacığın global pompa
fonksiyonudur. |
CCO |
Sürekli Kardiyak Çıktı |
4-8
L/dk [SV x Kalp Hızı] |
Düşük: kardiyojenik şok, hipovolemik şok Yüksek: Sepsis,
anemi, hipertermi, tirotoksikoz |
Doku perfüzyonu için yeterli kan gidiyor
mu? Pompa Performansını yansıtır. |
CCI* |
Sürekli Kardiyak İndeks |
2,5-4,2 L/dk/m2
|
||
SV |
Atım Hacmi |
60-100
mL/atım |
Hipovolemi, Kalp Y, Ao darlığında azalır.
|
Kalp her atımda ne kadar iyi pompalıyor? Kalbin verimi nasıl?
|
SVI* |
Atım Hacmi İndeksi |
33-47
mL/atım/m² |
||
SVV |
Atım hacmi değişkenliği |
%10-13’ün
üzerinde
|
SV max –SV min/Ortalama SV x 100 |
Yüksek olması damarın nispeten boş olduğunu ve sıya yanıtın olumlu olabİlieceğini
gösterir. |
PPV |
Nabız basınç değişkenliği |
%13’ün
üzerinde |
max nabız basıncı - min nabız basıncı/ Ortalama nabız basıncı x 100 |
|
PPV/SVV |
Cihazlar otomatik hesaplamaz |
0.9 |
0.9 altında ise septik şoka sekonder damar geçirgenlik
artışı |
Yüksekliği ise vasokonstriksiyonu düşündürür. |
MAP |
Ortalama Arter Basıncı |
>65
mmHg
|
SV x Kalp Hızı x SVR |
Doku perfüzyonunun temel göstergesi |
CPO |
Kardiyak Güç Çıktısı |
(CQ x MAP) x 0.0022>0.6 W |
0.6 Watt’ın
altında Ciddi Kalp Y/
Kardiyojenik Şok |
Pompa
performansı nasıl? Kardiyojenik şok
için güçlü prognostik EF den daha değerli. |
CPI* |
Kardiyak Güç İndeks |
0.5-
0.7 Watt/m2 |
0.4’ün altında
W/m² ciddi Kalp Y. /Şok |
|
CFI* |
Kardiyak
Fonksiyon İndeksi |
(CO/ GEDV) |
4.0> Kalp
fonksiyonunda bozulma (Kardiyojenik şok, miyokard depresyonu). 6.5 <erken
sepsis, anemi, vsd. |
Kalp ne kadar verimli çalışıyor? Kalbin
(kontraktilitesi= Kasılma gücü) |
dPmx |
Delta Puls Presure Maximum |
Belli bir değer aralığı yok Artış trendi myokardın
toparladığını gösterir. |
Kalbin
kontraktilitesi (inotropik durumu) Kalp SV ve miyokard kasılma gücünü yansıtır. Eğim ne kadar dik ise kasılma iyiyse
basınç değişimi hızlı yani eğri dik olur. |
|
GEDV
|
Global Son Diyastolik Hacim |
800–1000 mL |
Diyasyol
sonunda dört boşluktaki kan volümü |
Uygun ön yük |
GEDI*
|
Global Son Diyastolik İndeks |
680-800 mL/m2 |
||
ITBV |
İntratorasik Kan Hacmi |
850-1000 mL/m2 |
Kalp + Pulmoner damarlardaki toplam kan hacmi |
Volüm durumunun değerlendirilmesinde kullanılır. |
SVRI* |
Sistemik Vasküler Direnç İndeksi |
1700-2400 dyn.sec.cm-5.m2 |
Afterload (kalbin
atım yükü). |
Steradine bağlı ya da Kr. Kalp Y’de kompanzatuar
olarak yükselebilir. Hipervolemide yükselebilir. |
EVLW |
Ekstravasküler Akciğer Suyu |
3-7 mL/kg
|
7<Pulmoner
ödemi gösterir.
|
Akciğer
interstisyumunda biriken sıvı |
ELWI* |
Extravascular Lung Water Index |
5-10 mL/m²
|
10<Sepsis,
Kalp Y. ARDS
|
|
PVPI* |
Pulmoner Vasküler Permabilite
Indeksi |
3’ün altında Kalp
Y bağlı Hidrostatik pulmoner ödem |
3’ün üzerinde Septik
ARDS'ye bağlı permeabilite artışı |
Ödemin kaynağı hakkında bilgi verir. |
PİCCO ® ya da benzeri termodilusyon yöntemini
kullanan cihazları kalibre edebildiğimiz için yoğun bakımda kritik hastada daha güvenilir
sonuçlar elde edebiliyoruz. Bu arada elde edilen verilerden bazılarının sürekli değiştiğini (dinamik parametreler) bazılarının
ise sadece kalibrasyon sonrası değiştiğini (volümetrik/
statik parametreler) farkedeceksiniz.
Bunun en güzel tarafı kalp akciğer
etkileşimi hakkında bilgi sahibi olabilmenin yanında kardiyak fonksiyon hakkında da değerlendirme
yapabilmemizi sağlayan pek çok parametre sağlaması. Belki de gereğinden fazla.
Hastanın global EF’ni ölçebiliyorsunuz, her atımda gerçekleşen Strok
volümünü görebiliyorsunuz. Ayrıca hastanın boy kilo bilgilerini doğru bir
şekilde girebilirseniz, kardiyak indeks, strok volüm indeksi gibi
bilgilerini de görebiliyoruz. Tabi ki bu veriler hastanın fizyolojisine göre
daha faydalı bilgiler sunabiliyor.
Ekstra bir fayda Sistemik Vasküler Permaabilite İndexi. Biliyoruz
ki septik hastada vasküler kaçak var o zaman bu değer düşmeli, kardiyojenik
şokta periferik vasokonstriksiyon var, bu hastada yükselmeli. Teorikte böyle
ama ben septik hastalarda bile hiç düştüğünü gözlemlemedim. Çünkü biz bu
hastaya PİCCO ®
takmışsak çoktan steradin, adrenalin başlamış oluyoruz. Bu cihazda torasik
intra vasküler sıvıyı görmeniz mümkün. Aynı zamanda ekstavasküler
akciğer suyunu (EVLV) da görebilme imkânınız var. Yani akciğer ödeminin
miktarı. Ne güzel değil mi verdiğiniz sıvı vasküler alanda mı kaldı, akciğere
mi kaçıyor, yaptığınız müdahaleler kalp fonksiyonlarını nasıl etkiledi. Hatta
şunu da görebiliyorsunuz akciğerde biriken sıvı sepsisten kaynaklı vasküler
kaçağa mı bağlı yoksa kalp yetersizliğine ikincil mi gelişti? Ne farkeder
diyebilirsin. Sepsise sekonder ise belki kortikosteroid verirsin. Hasta hem
septik hemde kalp yetersizliği geçirmiş olduğu enfeksiyonun da etkisiyle bozulmuş
olamaz mı? Oluyor. İkisi bir arada 3’ü bir arada bizim hastalar öyle.
Yorumlaması bazan zor ama keyifli. Ancak
maaliyet etkin midir, onu bilemem. O yüzden PPV hastayı yönetmenizde
yetmiyor ve beklentinizin yüksek olduğu hastada tedaviyi yönlendirmek amaçlı
kullanmak daha mantıklı.
Aşağıda hemodinamik monitörizasyon
yapamakta kullanılan cihazları genel kültür olması açısından özetlemeye
çalıştım.
Cihaz İsimleri |
Gerekli Donanım |
Kalibrasyon Yöntemi / Çalışma
Prensibi |
|
İnvaziv |
PiCCO® |
Santral Venöz Kateter + (Radyal veya Femoral) |
Transpulmoner Termodilüsyon ile kalibrasyon yapılır. Soğuk SF SVK’dan verilir, arteriyel kateterle zaman-sıcaklık eğrisi
ölçülür. |
LiDCOplus® |
Lityum ile Transpulmoner Termodilüsyon kalibrasyon yapılır. |
||
Minimal invaziv |
CardioQ® ODM II® Hemo Sonic100® |
Özofageal Doppler Probu |
İnen Aortadan Pulse Kontur Analizi yapar. Prob yer değiştirirse kalibrasyon gerekir. |
FloTrac / Vigileo® |
Standart Arteriyel Kateter
|
Kalibrasyon yapılamadığı için vasopresör alan kritik hastalarda kullanımı sınırlı, perioperatif dönemde kullanımı öneriliyor. |
|
Non-invaziv |
Nexfin® Clearsight® |
Parmak Hacim Klempesi |
Pulse Kontur Analizi yapar. Kalibrasyon yapılamaz. |
Masimo RAD-87® |
Pletismografik Pulse Oksimetre Probu |
Parmak pletismografisi ile arteriyel basınç dalga
formunu yeniden oluşturur. Sürekli otokalibrasyon |
Noninvazivler periferik perfüzyonu
bozuk olan bizim kritik hastalarımızda uygun değil. Sadece arteryel kateterden
veri elde eden yöntemler ise kalibre edilemediğinden, özellikle vasopresör alan
kritik hastalarda sıvı yanıtını öngöremedikleri belirtiliyor. Bu cihazlar daha
çok perioperatif olarak tercih ediliyor. Henüz özafageal prob kullanma şansım
olmadı. Aşağıdaki tabloda da sıvı yanıtını öngörmede kullanılan farklı yöntemlerle
elde edilen hemodinamik parametereleri özetlemeye çalıştım.
|
|
|
|||||
Statik |
Santral Kateter |
İnvaziv |
CVP (Santral venöz kateterizasyon) |
|
Sıvı yanıtını değerlendirmede başarısız |
||
PAK |
PATB (Pulmoner arter kateterizasyonu) |
|
Sıvı yanıtını değerlendirmede başarısız |
||||
Dinamik |
Arter kateterizasyonu |
Min. invaziv |
PPV (Pulse pressure variabilty) |
Nabız Basıcı Değişkenliği |
>%13 sıvıya yanıtlı |
||
SVV (Stroke Volume Variation) |
Atım
Hacmi Değişkenliği |
>%10-13 sıvıya yanıtlı |
|||||
SPV (Systolic Pressure Variation) |
Sistolik Basınç Değişkenliği |
>10 mmHg’nın sıvıya yanıtlı |
|||||
Özofagel dopler EKO (TEE) |
Min.invaziv |
RSVT açısı |
Akım
hızı eğrisinin geometrik açısal değişimi |
>30° sıvıya yanıtlı |
|||
Δvpeak Sol ventrikül çıkımındaki
akım hızı değişimi |
Akım hızındaki yüzdesel değişi |
>%12-15 sıvıya yanıtlı |
|||||
TEE |
Min.invaziv |
LVEDA (sol ventrikül diastol sonu alan ) VCS kollapsibilitesi |
Ön yükü
belirlemede faydalı (VCS)
çapındaki solunuma bağlı değişim oranı |
Sıvı yanıtı konusunda fikir vermez > %36-50 sıvıya yanıtlı |
|||
USG |
Noninvaziv |
VCI distensibilitesi |
VCI çapındaki solunuma bağlı gelişen değişim oranı |
>%18
sıvıya yanıtlı |
|||
Torasik Elektriksel Biyo-Empedans |
Noninvaziv |
Torasik
elektrotlarla dokuların elektriksel direnç değişimi ölçülür |
SVV, CQ ve Thoracic Fluid Content (TFC) 35 kΩ⁻¹ |
Sıvı
Yükleme Testi Sonrası CQ'da >10% artış sıvıya yanıtlı |
|||
Parmak pulse oksimetre |
Noninvaziv |
PVI (Pleth Variability Index) |
Dalga Genliğindeki Değişim |
>%15 sıvıya yanıtlı |
|||
NICO |
Noninvaziv |
Kısmi
CO₂ yeniden solutulması |
Rebreathing Sonrası |
CQ
>%15 artış sıvıya yanıtlı |
|||
Volümetrik |
PİCCO ® CVP kateteri + Arteriyel Termodilüsyon Kateteri gerekli |
İnvaziv |
GEDV (Global end diastolik volüm) (preload) |
Diyasyol sonunda dört boşluktaki kan volümü |
Normali 680-800 Ml/kg/m2 |
||
ITBV (Intrathoracic Blood Volume) |
Kalp boşlukları + AC vasküler yataktaki kan |
<850 mL/m² (hipovolemi, vsd) >1000mL/m² (hipervolemi, sağ KY) |
|||||
EVLW (Ekstravasküler Akciğer Suyu) |
AC ödemini gösterir |
|
|||||
PVPI (Pulmoner vasküler permabilite indeksi) |
3< Kalp Y bağlı hidrostatik AC ödemi |
|
|||||
EKO (TT) |
Noninvaziv |
REVDV (Sağ Ventrikül End-Diyastolik Hacmi) |
<100
mL hipovolemi |
Sıvı yanıtını değerlendirmede başarısız |
|||
LDEVA (Sol Ventrikül End-Diyastolik Hacim Alanı) |
<10 cm²/m² hipovolemi |
Sıvı yanıtını değerlendirmede başarısız |
Son olarak yoğun bakımda gezerken absürt TA değerleri (nabız basıncında artma ya da azalma) gördüğünüzde ne düşünmemiz gerektiğini özetlemeye çalıştım.
Nabız Basıncı= Sistolik Kan Basıncı (SBP)- Diyastolik
Kan Basıncı (DBP) |
Klinik Nedenler |
|
Düşük / dar <25 mmHg |
Stroke Volume Azalması veya Şiddetli vazokonstriksiyon |
1. Şiddetli Hipovolemi (Kanama, dehidratasyon) |
Yüksek / geniş > 100 mmHg veya Bazal değerine göre belirgin artış |
Stroke Volume (SV) Artışı Diyastolik Basınçta Düşüş Vazodilatasyon |
1. Ao Y. (En klasik neden) (İzole Sistolik Hipertansiyon) |
Bu yazımı başta yeni başlayan
meslektaşlarım için derlemeye çalıştım. Hatalarım varsa yorum kısmında
belirtirseniz hemen düzeltirim, hepinize yaptığınız işten keyif alabildiğiniz günler
diliyorum.
Sağlıcakla.
Dr.Öğr.Üyesi Serdar Efe
serdarefe@uludag.edu.tr