Yoğun bakım
alanında hemodinamik monitörizasyon konusunda Monnet dediniz mi akan sular
durur, sunumları gerçekten çok kaliteli, lüzumsuz ayrıntılardan uzak, kolay
anlaşılır, basitleştirilmiş tarzdaydı.
Herkesin yaptığı gibi Frank Starling eğrisini anlatıp anlatıp bitirmedi
konuşmasını, hatta hiç bahsetmedi. Son iki yılda HDM’de değişen ne var, yeni
olanlar neler onları bir çırpıda anlatıverdi. Kaçırdıysanız üzülmeyin.
Ayrıntılar az sonra …
Sıvılar ve HDM
konuları özel ilgi alanım statik parametreler, dinamikler dört yıldır okuyorum
ama bir taraftan da üzülmemek elde değil, her kongrede PPV, SVV, Ekstravasküler
akciğer suyu, CQ değişkenliği dinle ona göre sıvı ver konuşmaları, ertesi gün
gel elinde PPV ve İVC distensibilitesinden başka bir şey olmasın. Onların da
kısıtlılıkları malum. Şartları sağlamayan hastalara da Pasif bacak kaldırayım o iyiymiş tamam da sürekli CQ ölçümü yapabilecek bir imkânın yoksa bacağı
kaldırdığınla kalıyorsun 😊
Sen gene
önsezilerine, fizik muayene bulgularına kan gazına sınırlı kal.
PİCCO’nun
sadece arter termodilusyon kateteri olmuş 1200 TL.
YB da
güvenirliliği kanıtlanmış PİCCO ve
onun muadili EV 1000, onun
dışındakiler perop hasta için bir yere kadar ama YBÜ için kalibre olmayan
yöntemler, ne kadar ne işimize yarayacak net değil.
Biz daha bu
aşamadayken artık makine algoritmaları bu
hastaya sıvı ver, buna steradin ver demeye başladı. İki yıl sonraki uluslararası
kongremizin %60-70 konusu veri
madenciliğinin ortaya çıkardığı dinamik
parametrelerin yorumları olacak gibi duruyor. Neredeyse tüm konuşmacılar
kendi alanlarında veri madenciliği uygulamalarından birer cümle ile
bahsettiler.
Monnet’nin
konuşmalarında iki konu dikkatimi çekti.
Birincisi Tidal
volümü (Vt) 6ml/kg’ dan 8ml/kg’a çıktığımızda (Vt-challange) PPV’de %3.5’luk bir değişikliğin olmasının
sıvıya yanıtı öngörmemizi sağlayan
yeni bir dinamik parametre olarak önerildiğinden bahsetti.
İkinci olarak
pulsoksimetrede pulsatil alanın, pulsatil olmayan alana oranının perfüzyon indeksini verdiğini, maksimum
ve minimum perfüzyon indeksi kullanılarak Pleth
Değişkenlik İndeksi (Pleth Variability Index=PVI hesaplandığını, Pasif bacak kaldırma testinin neden
olduğu PVI değişikliğinin spontan solunumu olan hastalarda
hipovolemiyi saptayabildiğinden bahsetti.
Monnet’nin
vurguladığı diğer noktaları özetlemek gerekirse:
EKO da dinamik parametre
değişikliklerini görebilmemiz için CQ ta
%10 dan fazla bir değişim olması gerektiği
İnferior vena kava çapı ölçmenin sıvı yanıtlılığı
konusunda fikir vermede işe yaramadığını,
Respiratuar oklüzyon testi CQ daki %5 lik artışın anlamlı
olarak kabul edilebileceğini,
Pasif bacak kaldırma testi uygulamasında
ETCO2 değişiminin de %5 lik artışın sıvı yanıtlılığı
konusunda fikir verebileceğini,
İntraabdominal basınç artışı varsa PLR
testinin işe yaramadığını belirtti.
Monnet ayrıca dil altı vasküler mikrosirkülasyon değerlendirme
yönteminin mevcut bilimsel kanıtlarla klinik pratikte kullanımı konusundaki
fikirlerini özetledi. Ölçüm yönteminin halen zor, zaman alıcı, yorumlama
süresinin uzun olduğunu bununla birlikte hipotansif hastalarda kompanzasyon
mekanizmaları nedeniyle dilin vasküler yapısının da vasokonstrüksiyona uğradığını bu nedenle organ perfüzyonları ile
bir paralellik gösteremeyeceğini ve bazı şok durumlarında hastaların makrovasküler düzeyde toparlanmasına
rağmen mikrovasküler düzeyde bir
süre daha kötü düzeyde kalabildiğini söyledi. Ayrıca mikrosirkülasyondaki bir bozukluğu saptasak dahi mevcut durumda
spesifik bir tedavisi olmadığını, bu amaçla kullanılan nitrogliserinin septik şoklu hastalarda mortaliteyi arttırdığından bahsetti.
Sonuç olarak bu
yöntemin henüz tedavide değişiklik
yaratmadığını söyledi.
Bu yöntemin mucidi
ve bilimsel araştırmalarını yapan Can İnce Hocamız ise fizyolog olduğunu tıp
doktoru olmadığını en başta bildirerek, artık veri madenciliği yöntemini
kullanarak hastalardan elde edilen görüntülerin 45 dakika gibi bir sürede
yorumlanabildiğini söyledi. Her sene olduğu gibi oksijeni taşıyan kandır,
hastaya sıvı vererek doku perfüzyonunu düzeltemezsiniz. Transfüzyon yapsanız
daha iyi olur kanaatindeyim dedi. Artık seçim sizin. Ben şimdilik kısıtlı
transfüzyon tarafındayım ama bakalım gelecek ne gösterecek.
Konuşmalar
sonucunda elde ettiğim ana fikir hiçbir şeyin yoksa
EKO’n damı yok? Madem maliyetler uzun dönem daha sıkıntımız olacak,
ülkemizde her YB uzmanı yeterince EKO
bilmeli diye bir fikir oluştu kafamda. Yan dal asistan arkadaşlarıma önerim,
halen akademik ortamdayken ne yapın ne edin EKO ya vakit harcayın.
Sağlıcakla.