22 Haziran 2025 Pazar

Hadi bir şeyler yapalım...

 

Eski yazılarımdan biri geldi aklıma, yeni yıldan neler bekliyorum diye, belki10 yıl geçmiştir yazalı. Online toplantılar olsun gelip gidemiyoruz, asistan okulları olsun. Bol bol online toplantılar yapılmış sonrasında, COVID vesile olsa da. Şimdi aklımda beliren başka şeyler var. Bazı yoğun bakım kursları paralı ve belki de %90 anadal uzmanlarını eğitmeye adamış kendini. İrili ufaklı yoğun bakım kongreleri, toplantıları oluyor bazılarına katılıyorum konuşmacı olarak ya da kursa eğitimci olarak. Yangına su taşıyan bir karınca gibi hissediyorum kendimi. Motivasyonumu kaybettim, kaybedeceğim o noktadayım.

İçimi tırmalayan bambaşka şeyler var. Düzeltecek çok şey var ama bizler bölük pörçük ne yaptığımız belli değil binmişiz gemilere boyuna akıntıya karşı kürek çekiyoruz. Deneyimli yoğun bakımcılar olarak kafa kafaya verirsek çok güzel çözümler çıkabilir. 


On yıldır sitratlı CVVHDF yapıyorum, hala çözemediğim sorunlar oluyor. RRT reçetesi vermekte hala gri noktalar var. Binlerce hasta deneyimine rağmen hala weaning aşamasında zorluk çektiğim hastalar var. Halen deliryum tablosunu rahatlatamadığım hastalarım oluyor. Hasta transportunda çoğu kliniğin oturmuş bir güvenli protokolü olduğunu düşünmüyorum.  Anadal uzmanlarına hemodinamik monitörizasyon anlatıyorum. Lafı nereye getireceğim.  Çoğunlukla kâğıt üzerinde kalan çalışma gruplarını saymazsak, bir tartışma kaynaşma platformumuz yok. Her ay bir konu belirlense deneyim paylaşımı yapsak, süreçlerimizin kalitesini arttırsak. Hepimiz birbirimizden öğrensek.


Üye olmayan da girebilse...

Sunum felan hazırlamadan tamamen spontan olarak tartışsak kendi deneyimlerimizi konuşsak ortak çözümler bulsak. Bulduğumuz ortak çözümleri bildiri olarak özetlesek. Yapabilirsek ülkemiz için protokollerimizi çıkarsak, kalite hedeflerimizi belirlesek. Ölçsek. Aksayan noktaları bakanlığa iletsek. Bu ayın konusu yoğun bakımda transpot olsa, önümüzdeki ayın yara bakımı….vs, gibi. Sonraki toplantılarda da tartışmaya açıp yürümeyen noktaları güncellesek. Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi o olsa.  İyi klinik uygulamalardan örnekler verelim. Hatta yarışma düzenleyip ödüllendirelim. Kalitesi arttırılacak o kadar çok yoğun bakım süreci var ki. Artık biryerden başlamanın vaktidir. Sorunlar hep var ama çözümsüzlüğe alıştırılmış bir camiayız. Nasıl olsa düzelmez demi! Dernek seçimlerinde, sempozyumlarında akademisyen olmaya çabalayan birçok uzman arkadaşımla sohbet fırsatım oluyor. O kadar çok ben de varım ama görmezden geliniyorum diyen arkadaşımız var ki? Buradan derneklerimize seslenmek istiyorum. Anadal uzmanlarına katılım desteği vereceğinize yan dal asistanlarınızı destekleyin. Hep aynı konuları zoraki anlatanlar yerine söyleyecek sözü olan beni de görün diyen arkadaşlarımıza verin. Anadolunun birçok ilinde etik kurul almaya çalışan, her şeye sıfırdan başlayan, neyi nasıl yapacağını bilmeyen uzman arkadaşlarımız var. Onlara nasıl yapacaklarını anlatalım. Yoğun bakım yandal asistan ve uzmanlarına “akademisyen olmak” diye kongrelerde dersler verelim. 


Buna çok ihtiyacımız var. Her şeye sıfırdan başlayan arkadaşlar için üzülüyorum. Sıfırdan başlamak zorunda değiller. Retrospektif çalışmalarla uğraşacaklarına prospektif kontrollü çalışmalar yapsınlar. Yapay zeka destekli makale yazmayı anlatalım. Basit istatistik kurallarını anlatalım. Onlarda kliniklerini kurup, yoğun bakımcı yetiştirsinler. Emeğimizi heba ediyoruz, hiçbir şey çözmeden yaşlanıyoruz farkında mısınız? Önce eğiticilerimizi kuvvetlendirip yol gösterelim. Ülkemizin yoğun bakımları böyle gelişir. Hevesli insanlara fırsat verelim. Hevesli insanların kurduğu kliniklerine yandalcılar da daha çok gelmek isteyecektir. Uzun yıllardır görmediğim arkadaşları, gözlerindeki ışığı sönmüş, pes etmiş görünce çok üzülüyorum. Firmalardan aldığımız maddi destekleri andallar için değil yoğun bakımcı arkadaşlar için kullanalım. Anadalların sponsorluk destekleri zaten bizlerden iyi.

-        Ülkede iki yıldır mineral yok kimsenin umrunda değil.

-        Fakültelerden hergün sayısız entübe edilmiş terminal hasta sevki yapılıyor. Alan almak zorunda, gönderen serviste kaç gün baksın? Agoni merkezi gibi hospis gibi merkezlerimiz olsa hiç bunun planı yok mu?

-        Bir hasta 5 gün acil serviste yoğun bakım yatağı bekler mi?

-        Palyatiften yoğun bakıma hasta geliyor, 30 kalem ilaç orderi

Sonuç olarak diyeceğim o ki, biz elimizi taşın altına koymazsak hiçbir şey değişmez. Ancak biz değiştirebiliriz. Kimseyi dışlamadan birşeyler yapmak isteyen arkadaşlarımızı bir araya getirip hareket ettiğimizde her adımda daha mutlu olacağımıza eminim.

Sağlıcakla.

28 Ocak 2025 Salı

Yapay Zekâ ve Hamburger Fenomeni

 

İki bin yirmi beşiin 15 tatili, yavruları aldım babaannelerine götürdüm, çocuklar memnun dersinizi çalışın diye tepelerine dikilen annelerinden uzaklaşıp, biz çalıştık da ne oldu diyen babalarının yanında keyifleri yerinde. Tatil bitene kadar dönmek istemiyorlar. Bizimkilerle muhabbet ediyoruz, çok çalışmalarını istemiyorum diyorum, etrafım mutsuz doktorlarla kaplı.

Babam, “iyi ki doktor olmuşsun yavrum yoksa ben şimdi hayatta olmazdım”

— Küçük olanı yapay zekâ kursuna başlatacağım, diyorum.

—Annem lafa karışıyor; yavrum gerçeği varken niye çocuğun kafasını yapayıyla dolduruyorsun? J



Hakkımda

Fotoğrafım
Daha iyi bir yoğun bakım işleyişi için heyecan duyan herkesi destek olmaya davet ediyorum. Bazı blog yazılarım bir yoğun bakımcı için hafif gelebilir, amacım ileri düzeyde akademik kafa karışıklığı yaratmak değil, aksine son literatürü de gözden geçirip, klinik deneyimlerimden de örneklerle bilgiyi kullanılabilir kılmak, hayata geçirmektir. Bu nedenle yoğun bakım eğitimim öncesi yanlışlarımı da gözden geçirerek, kritik hastayla her basamakta uğraşan sağlıkçı arkadaşlarım için de özetler vermeye çalışıyorum. Her yazımın sonunda yorum kutularını göreceksiniz, lütfen önerilerinizi, yorumlarınızı, beğeninizi ya da, eleştirilerinizi esirgemeyin. Bloğum için teknik destek almıyorum, amatörce başladım bu nedenle sayfa düzeni için önerileriniz de benim için çok önemli, saygılarımla, sağlıcakla kalın.