“Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!”

Bu COVID 19 sürecinde neler yaşadık? Hazırlandık bekledik, nelerle karşılaşacağız neler yapacağız. Hangi tedavileri vereceğiz? Bir şekilde kervanı yolda düzdük gibi olduk. İlk hastalarımızı alınca Çin’den gelen haberlerin etkisiyle hemen entübe ettik. Ancak bu hastalar farklıydı, ARDS ye aşinaydık hepimiz prona alıp bildiğimiz mekanik ayarlarıyla bir şekilde hipoksemiyi çözdük ama septik şoka girdi mi bu hastalar çok hızlı ilerlediler, sekonder enfeksiyondur diye geniş spektrumlu antimikrobiyaller de ekledik ama olmadı. Mecburen CVVHDF’lere bağladık korksak da virüs maruziyetinden. Gördük ki destek tedaviler nafile Çin’den gelen favipiravirden çok şey bekledik önceleri. Başlarda biraz engelledi gibi vakaların ağırlaşmasını ama yataklı servislerde de verilebilmeye başlandı mı daha ağır hastalar gelmeye başladı. Mortaliteler görmeye başlayınca hastalığın önünde duramamanın çaresizliği ve bu çaresizliğin verdiği umutsuzluk! Canı boğazına gelen ama bilinci de bir o kadar iyi ola