Hekimlik hayatım boyunca belki de en çok sıkıntısını
çektiğim ve eksikliğini hissettiğim konuların başında, beslenme konusu gelirdi. Son üç yıllık kritik hasta bakımı pratiğimde
bu eksikliği gidermek bir zorunluluk oldu. İlk araştırmaya başladığımda literatür
çok karmaşık geldi:
Hastayı gördüğüm gibi beslemeye başlamalı mıyım?
Hasta malnütrisyonda mı yoksa malnütrisyon riski altında mı?
Bunları tespit etmek için kullanılan testler nelerdir?
Hangi hastaya ne kadar kalori vermem gerekir?
Hastaların günlük protein ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyum?
Ben üçü bir arada
diyorum, literatürde “hepsi bir arada”
denen parenteral ürünler hastayı beslemede yeterli mi?
Piyasada bir sürü ürün var, hangisini vermeliyim?
Beslenmenin hangi komplikasyonları var, Refeeding Sendromu, o da
ne?
PEG neden takılır,
kim takılmalıdır?
Özel durumlarda beslenme (Obesite, CA, KrKC, pankreatit,
DM...vs) farklılıklar nelerdir?
Sürekli renal replasman tedavilerinde beslenme nasıl olmalı?
Her yönüyle beslenme
biraz iddialı bir başlık kabul ediyorum ama amacım kafanızı karıştırmak
değil.
Basitleştirmek.
“Basit zordur”
cümlesini çok seviyorum ve bu konuyu sizlere bilimsel veriler ışığında basitleştirmeye çalışacağım. Neredeyse altı yıl süren Dahiliye asistanlığı ve ardından
yine altı yıl süren uzmanlık deneyimim ve yoğun bakım pratiğinde yaşadığım
sıkıntı ve kafa karışıklıklarını sizlerin de yaşadığını düşünüyorum.
Can alıcı ve pratik noktaları yine literatüre boğulmadan
aktarmaya çalışacağım.
Sağlıcakla.
Sağlıcakla.