Sıvı tedavisi 112’de, acilde, yataklı servislerde, yoğun bakımlarda belkide en sık
kullandığımız tedavi olmasına rağmen bu konudaki uygulamalarımız, bildiklerimiz
genellikle kıdemlilerimizden, hocalarımızından öğrendiğimizle sınırlı kalıyor. Kimse
(çok meraklı değilse 😊 ) açıp ta bu
sıvıların içine ne koyuyorlar, vücutta dağılımı nereye, ne kadar zamanda oluyor,
kaç saat boyunca damar içinde volüm genişlemesi yapıyor, yan etkileri nedir
diye bakma ihtiyacı duymuyor ya da ona sıra gelmiyor. Ben de üç yıl öncesine kadar,
böyle bir gereklilik hissetmemiştim. Bu nedenle bugün bu konudan biraz
bahsetmek istedim.
“Kristaloid” kelimesini hep duyarsınız
nedir bu? Suyun içine tuz, şeker ya da her iki kristali birlikte koyarsanız kristoloidleri
elde edersiniz (SF, Dekstroz, Mikst
mayi, %3 lük NaCl). Zamanla yapılan çalışmalar göstermiş ki “serum
fizyolojik” hiç de fizyolojik değil, “hiperkloremik
metabolik asidoza” neden olup özellikle de kritik hastalarda akut böbrek hasarını kötüleştirebiliyor.
O zaman bu sıvıyı, tamponlarsak
metabolik asidozun önüne geçeriz denmiş ve tamponlama için sıvıya laktat eklenmiş adı hepimizin bildiği
kullandığı “Ringer Laktat” olmuş. Asetat tamponlama için kullanılmış, ona
da “Ringer asetat” bizim bildiğimiz
piyasa adlarıyla İsolayt, İsolen
gibi karışımlar elde edilmiş. Bu sıvılara da bu nedenle “tamponize kristoloidler” denmiş.
Kristaloidler sıvı tedavisinde en
sık kullandığımız ajanlar. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi varmış ya, bende kendi
adıma 😊 hangi sıvıyı hangi durumda öncelikle tercih ettiğimi
özetlemeye çalışacağım.
Öncelikle hızlı bir volüm
replasmanın gerektiği hemoraji ya da
septik şok vakalarında zaten masif transfüzyon ya da şokun neden olduğu asidozla mücadele
etmek için Ringer Laktat (RL) ‘yi tercih ediyorum.
Şimdi sorabilirsiniz hasta zaten laktik
asidoz tablosunda RL verirsem sıkıntı olmaz mı? Laktat karaciğerde metabolize
olup bikarbonata dönüştürülüyor, bu nedenle eğer hastanızda bir KC yetersizliği
tablosu yok ise rahatlıkla verebilirsiniz.
Peki hasta, çok kritik durumda multiorgan
disfonksiyonu ile geldi, KC sentez fonksiyonları bozuk, o zaman da ülkemizde
nedense çok ta yaygın kullanmadığımız Ringer
Asetatı, ben ona İsolayt diyeceğim ama İsolayt-S’i
tercih ediyorum. Asetat kasta metabolize oluyor. Yurtdışında Plasmalayt olarak satışta olan bu ürün aslında günümüze kadar
üretilmiş akut durumlarda kullanılabilecek en fizyolojik sıvı.
Tabi anlattığım akut hasta için kan
gazı takibini en azından günlük yaptığınız hasta için, yataklı serviste idame
sıvısı olarak vermek isterseniz ve kan gazı da bakmazsanız bu sefer hasta
alkaloza kayabilir, alkaloz asidoz kadar ünlü olamasa da çok dikkat gerektiren
bir konu.
Yeri gelmişken alkaloz da biliyorsunuz, SF tercih
etmek, klora yanıtlı bir alkalozu
düzeltebiliyor.
Aşağıya kendi oluşturduğum bir tablo
yerleştirdim biraz da onun üzerinden devam edelim.
Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok! Görüyorsunuz 😊
Fizyolojik dediğimiz SF’in pH’sı
4,5 civarlarında, İsolayt-S’in, İsolayttan farkı tamponlayıcı içeriği olarak
asetatın yanısıra sitrat yerine glukonatın kullanılmış olması. Yurtdışı kaynaklı literatürde tamponize
kristaloidler arasında Plazmalayt için çok fazla çalışma var.
Tamponlu sıvıları başlarken bir
diğer konu, az da olsa Mg ve Potasyum desteği de sağlamanız. Kritik
hasta takibinde özellikle de sürekli renal replasman tedavisi verdiğimiz
hastalarda bu elektrolitleri düşüklüğü çok sık karşılaşılan bir durum. Bu
açıdan da elimizi kuvvetlendiren sıvılar.
Kafa içi basınç artışı olan ya da olabilecek
hastalarda hipotonik yani osmolaritesi düşük sıvılardan kaçınmak gerekir, bu
nedenle örneğin travma hastası yoğun batın içi ya da ekstremite hemorajisi var
ama kafa travması da eşlik ediyor o zaman beyin ödemini arttırmamak için %5 dekstroz, RL, İsolayt vermiyorum. Elimizde iki ürün kalıyor “SF”
ya da Mikst mayi. Beyin ödemi de kanıtlandıysa zaten %3 veriyoruz.
Bu konuyla ilgili yığınla literatür
var ama burada böyle çıkmış, bu çalışma böyle demiş konularına girmektense
özümsediğim, klinik pratiğe koyup sonuç aldığım noktaları belirtmeye çalıştım.
Bir de kolloid özellikli sıvılar var,
pahaca ağır, farmakokinetiği ve farmakodinamiği farklı, kiminin çok sevdiği,
kiminin adını bile duymak istemediği, belki de daha çok merak edilen sıvılar. Sıkıcı
olmamak için kolloid sıvılar
konusunu yeni bir başlıkla vermeyi düşündüm.
Bu arada sıvıları hangi hızda, ne kadar, nasıl verelim o da başka özel bir
konu.
Bu arada unutmadan yoğun bakımda en iyi sıvı budur :)
Sağlıcakla.