23 Mart 2019 Cumartesi

“Olağanüstü Şeyler Yapmalıyız!”


Bloğumu oluşturmakta amacım inanın camiada tanınmak, her fırsatta göz önünde olmak değil. Yanlış anlaşılmaktan korktuğum için yavaşça yol almayı uygun bulmuştum kendimce, ancak çok yavaş ilerliyoruz. Bir şeyler yapma çabalarımız var ama bir ortak akıl oluşturamıyoruz.
Hâlâ hasta yakınlarına 40 sayfaya yakın anlamsız kağıtlar imzalatıp adına da aydınlatılmış onam diyoruz, acı ve merak içerisinde başlarına gelen olayın şokunu atlatamamış insanlara “okudum anladım, bir nüshasını da elden teslim aldım” diye 10-12 ayrı yere el yazısıyla yazdırıp imzalamasını istiyoruz. İnsanlar haklı olarak soruyor “Hastayı üzerinize mi yapacaksınız?” “Kredi çekerken bu kadar imza atmıyoruz, ne kadar ödeme yapmamız gerekiyor?” sizlere hiç sormuyorlar mı? Yoksa bu formları imzalatmak sizlerde de hemşirenin görevi mi?

Endikasyon dışı yatış olacağı ayan beyan ortadayken yatış yaptığınız hasta yüzünden 18-20 yaşındaki astım atağı hastası üç saatlik yola sevk edilmesi ne kadar mantıklı ya da yoğun bakıma inmeyi kesinlikle istemeyen insanların karga tulumba yoğun bakıma indirilip, dosyasına da “hasta güvenliği açısından 24 saat boyunca tespiti uygundur” yazınca bu insanca bir davranış mı?  
İnsanların hayatlarının son anlarında ağrısız, acı veren invaziv girişimlerden uzak bir şekilde servis yataklarında son nefeslerini vermeye hakkı yok mu? Sözüm ona örnek aldığımız medeniyetlerin “entübe etmeme, resüsite etmeme, boşuna tedavileri durdurma ya da kesme” uygulamalarını neden örnek almıyoruz?
Sorun yasal düzenleme ise neden bu konuda girişimler yapmıyoruz. Bu konularda kâğıt üzerinde kalan ya da kendi içinde lokal toplantılar yapmakla yetiniyoruz. Bu toplantılara yasa koyucular da bazan katılmakta biliyorum. Daha önce küçük de olsa bir hastanenin yöneticiliğini yapan biri olarak eğer kendinizi bu konuya adamadıysanız toplantılar sizin için günlük rutinden uzaklaşmanın bir süredir görüşemediğiniz arkadaşlarınızla görüşmeden ileriye gitmeyen aktiviteler olarak kalıyor.

Günlük hayattan düşünün bir üzücü olay olur, olayın faili bir şekilde serbest kalır, sonra olay sosyal medyada sonrasında TV ekranlarında yüksek sesle dillendirilmeye başladığında tekrar göz altına alınma hatta tutuklanma gerçekleşir.  Bunu neden anlattım buna benzer yollar bulmalıyız. Bizler yaptığımız işin ciddiyetinin farkındayız ama bunları insanlara anlatmanın bir yolunu bulursak, ölümün de hayatın doğal bir sonucu olduğunu tekrar insanlara hatırlatabilirsek, bizlere yönelen ve giderek artan şiddeti azaltabiliriz. Sigaraya vergi koyarak nasıl kimseyi içmekten alıkoyamıyoruz, sağlık çalışanına şiddeti azaltmak için de cezaları arttırmanın ne kadar faydası var?  

Hepimiz bir yerlerden okuyup kendimizi geliştirmeye literatürü takip etmeye çalışıyoruz. Öğrenme sürecimizi neden kolaylaştırmıyoruz. Neden Whatsapp’ta sınırlıyoruz kendimizi. Kendimden biliyorum, o mecrada paylaşılan çoğu makaleyi okuma fırsatım olmuyor ve tartışmalarının çoğunu takip edemiyorum, inanın kalıcı da olmuyor, hatta çoğu arkadaşımız takip dahi etmiyor. Her öğrendiğimizi, yeni kazanımlarımızı paylaşsak, her birimiz farklı ortamlarda aynı metinleri çözmeye çalışıp zaman kaybedeceğimize ortak bir platformda imece usulü bir şeyler yapsak bilimsel çalışmalara daha çok vaktimiz kalmaz mı? Çok merkezli çalışmalar yapmak için iyi bir platform olmaz mı? Yoğun bakım kalite platformunda ya da yobuz org internet sitesinde olması şart değil, bunlar benim kendimce en düşük maliyetle oradan buradan okuyarak kendimi web tasarımı konusunda geliştirmeye çalıştığım deneysel mecralar.

Derneklerimize minnettarım maddi imkanlarım ve mesai uygulamaları izin verdikçe her türlü yoğun bakım aktivitesine büyük bir istekle katılıyorum ve her sene bir önceki seneden daha kapsamlı planlanmış, doyurucu bilimsel içerikler beni mutlu ediyor. İyi ki buradayım diyorum. Yurt dışından gelen konuşmacıları dinleyerek, ağızlarından çıkan farklı bir uygulamadan haberdar olmak, deneyimlerini, devam eden çalışmalarını dinlemek harika. Ancak kongrelere katılım maddi olanaklarımızı çok fazla zorlamaya başladı. Toplantı özetleri ya da videoları katılamayan belki de %60-70 çoğunluk için online sunulabilir diye düşünüyorum. Yabancı katılımcıların konuşmaları tercümesiyle birlikte yayınlanırsa çok daha fazla arkadaşımız faydalanabilir. Bu kısmen büyük kongrelerde var ama çok faydalı lokal toplantılarda da yapılabilir.

Şimdiye kadar yaptıklarımız belli ki işe yaramıyor. Sonuç olarak belli ki daha olağanüstü şeyler yapmalıyız. Bir şekilde güçlerimizi birleştirip komisyonlar oluşturup gündem yaratacak videolar, haberler, sosyal medya kampanyaları düzenlemeliyiz. Bir yerden başlamalıyız. Belli ki bu ülkede seçim gündemi hiç bitmedi bitmeyecek, kendimizi gündemde tutmanın bir yolunu bulmalıyız. Konuşarak sorunları tespit edelim ama artık dişe dokunur bir şeyler yapmalı.  



Burada sadece birkaç başlıktan bahsettim, ülkemizde yoğun bakımcı gören masum hastane yöneticilerinden ve diğer branşların bizlere bakışından hiç bahsetmiyorum bile…  
Başta da dediğim gibi böyle liderlik kaygısıyla yazdığım şeyler değil bunlar, bir şekilde öğrenilmiş çaresizliğimizden sıyrılmamız gerekiyor, ülkemizde yoğun bakımın yasalarını bu işi en iyi bilen değerli hocalarımızla yazıp, tartışıp bir metin haline getirmemiz gerekiyor, diye düşünüyorum.

Ortada ülkemizin tüm yoğun bakımcılarının ortaklaşa oluşturduğu bir metin olsaydı, yasa koyucular buna ne kadar kayıtsız kalabilirlerdi? 

Son dönemde iki yoğun bakım derneğimizin değerli hocalarını aynı platformlarda görmek beni çok mutlu ediyor. Çözüme ulaşmaya o kadar uzak değiliz, çok ta çaresiz değiliz gibi geliyor.


Yapmamız gereken her yoğun bakım sürecini yeni baştan düşünmek ve bizlere çizilen sınırları biraz genişletmek.

Sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YOBAKAP Forum